Yapay aroma
sektörü Türkiye'de en az bilinen sektörlerden biridir. Çoğu kişinin ilgisini
çekmeyecek olan bu yazı, bizim açımızdan çok kıymetlidir.
Yapay aroma
sektörü hakkındaki pek çok bilimsel kaynak Türkçe'ye çevrilmemiş durumda. Bu
yazıda, sentetik / yapay aroma sektörü açısından önemli gördüğümüz
ayrıntıları özetlemeye çalışacağız.
Sentetik ve
yapay kelimeleri dönüşümlü olarak kullanıldı, aroma sektörü açısından bu iki
kelime aynı anlama gelmektedir.
Yapay aroma
sektöründe bir Türk markası olarak yer almak istiyorsak, ki aromalarda bir dünya markası olmayı gerçekten istiyoruz,
dünya genelinde yapay aroma sektörünün işleyişini ve pazarını herkesten önce
bizim öğrenmemiz gerekiyor. Araştırmalarımız daima devam edecek, sitemizin blog
kısmına ancak "bilinmesini önemli gördüğümüz" konuları
ekleyebiliyoruz. Ayrıca çeviriler zaman alıyor, tüm bu yazıların İngilizce'ye
çevirileri de devam ediyor.
Yazıda yapay
aromalarda piyasanın hakimi durumundaki Amerika'da yapay aroma sektörünün nasıl
işlediği, dünya genelinde en büyük sentetik / yapay aroma şirketleri, bu
aromaları kimlerin ürettiği ve kimlere satıldığı ve ayrıca yapay aromaların
üretim sonrasındaki formül gizliliği konularından bahsettik.
Yapay aromalar ilk kez ne zaman ortaya çıktı?
Yapay aromalar tarihte ilk kez 1851'de, Londra'daki "Crystal Palace" sergisinde görüldü. Paris, Leipzig veya Londra'daki parfümcülerin tezgahlarını gezen ziyaretçiler, tarım ürünleri ile değil, kimyasal laboratuvarlarda sentezlenen bileşiklerle tatlandırılmış armut, elma, üzüm veya ananaslı şekerlemeler yedi (Kaynak-1)
Amerika'da Yapay Aroma Sektörünün İşleyişi
Yapay
aromalar, yüksek eğitim almış "aroma uzmanı (flavorist)" veya aroma
kimyagerleri (flavor chemist)" tarafından hazırlanır. Bu kişiler,
üniversite eğitimini aldıktan sonra 7 yıllık sıkı bir çıraklık döneminden
geçerler. Çıraklık sürecini tamamladıktan sonra ise "Aroma Kimyagerleri
Topluluğu (the Society of Flavor Chemists)" tarafından sağlanan
sertifikayı alırlar (Kaynak 2).
Siteyi
incelediğimizde özellikle Amerikan Kongre toplantılarında çok etkili bir
topluluk olduğunu görebiliyoruz. Aromalarla ilgili hemen her konuda yayınları
var. Aroma sektöründe "sözü dinlenen" bir sosyal örgüt. Fiziksel
geniş bir kütüphaneleri var, ancak tüm bilgileri internete eklememişler. Bu
açıdan siteleri çok verimli değil. Kütüphane ile bağlantıya geçilmesi
gerekiyor.
Lisans
eğitimi ve bir aroma uzmanının yanında geçirilen 7 yıllık çıraklık (staj)
döneminden sonra, sertifika alınıyor ancak büyük şirketlerde AROMA UZMANI
olarak işe girebilmeleri hala kolay değil. Adaylar tat testine giriyorlar. Tüm
lezzet tonlarını ayırt edebilmeleri gerekiyor, örneğin farklı mantar veya elma
çeşitlerini tadıyorlar.
Dünya
genelinde bu topluluk tarafından sertifika almış toplam 500 aroma kimyageri
olduğu belirtiliyor. Bu grubun elit bir grup olduğu pek çok kaynakta
belirtiliyor. Bu aroma uzmanları, Boston kremalı pastasından yabani üzüm
bisküvilerine (Amerika'da pop tart olarak yaygın tüketilen bir ürün) kadar her
şeye nüfus eden aromaları yaratıyorlar. Paketli ürünlerin bileşenler
listesinde, bu aroma uzmanları tarafından laboratuvarda yapılan karışımların,
Amerika'daki paketli gıda ürünlerinin %90'ında bulunduğu söyleniyor (Kaynak
3).
Herhangi bir
aromanın karıştırılmasından, püskürtülerek kurutulmasından, şişelenmesinden
veya başka bir şekilde değiştirilmesinden önce, bu aromanın “uzun ve pahalı”
olarak adlandırılan bir süreçten geçmesi gerekiyor. Aromanın Washington- DC
merkezli "Aroma Özü Üreticileri Derneği - Flavor Extract Manufacturers
Association" tarafından onaylanması zorunlu. Düzenleyici bürokratik
işlemler (red tape) tamamlandığında ve laboratuvar çalışması yeniden
başladığında, son derece ihtisaslaşmış olan tadım testleri başlıyor.
Yapay aroma sektörü dünya devleri
1972
yılından beri aroma uzmanı olarak çalışan DeRovira'ya göre, baharatlar ve
aromalar, çoğunluğu Hollandalı olan tüccarlar tarafından dünyanın dört bir
yanından Amerika'ya gelmeye başlamış. Aroma sektörü ilk önce New York'ta
şekillenmeye başlamış. Ürünler gemilerle geliyormuş, sonra New York'un
kalabalıklaşması ve gittikçe daha pahalı olması nedeniyle aroma şirketleri
Hudson'un diğer taraflarına taşınmaya başlamış (Kaynak 3).
Dünya aroma
sektöründe %25 paya sahip aroma şirketi Givaudan, İsviçre
merkezli. Bu şirketin de New Jersey'de birçok tesisi bulunuyor. Dünya devi
olarak bilinen bu şirketin nasıl çalıştığı ile ilgili bir CNN videosu var.
Video İngilizce olsa da nasıl bir teknoloji ile çalıştıkları hakkında çok
değerli görseller sağlayacaktır.
CNN -
Givaudan şirketi ile görüşme videosu
(https://edition.cnn.com/videos/health/2017/10/19/vital-signs-what-makes-a-food-or-drink-taste-great-a.cnn)
New Jersey
ayrıca International Flavors and Fragrances şirketinin yaratıcı ana
üssüdür. New York merkezli bu şirket, dünya aroma pazarının %13'üne sahiptir.
Dünya aroma
sektöründe üçüncü sırada Firmenich isimli bir şirket
var. Firmenich, Princeton ve Plainsboro'da ofisleri bulunan ve yaklaşık
yüzde 13'lük pazar payına sahip bir İsviçre şirketidir.
Dünya aroma
sektöründe dördüncü sırada bulunan Symrise isimli şirketin pazar
payı %10'dur ve Teterboro, Saddle Brook ve Branchburg'daki ofislerinin yanı
sıra Almanya'da merkez ofis ve dünyanın başka ülkelerinde uydu ofislere
sahiptir.
Dünya aroma
sektöründe beşinci sırada gösterilen Wisconsin merkezli Sensient
isimli şirketin ise, Güney Plainfield'de ofisleri vardır ve şirket, aroma
pazarının yaklaşık yüzde 6'sına sahiptir (Kaynak 3).
Aynı
kaynakta 2009'da $7,6 milyar hacme sahip aroma sektörünün 2014'de $9,4 milyar
olacağı öngörülmüş.
Aroma Uzmanları Nasıl İnsanlar
"İnsanlar
bizim var olduğumuzu bilmiyor çünkü üreticiler bunu istemiyor" diyen bir
aroma uzmanı, marketlere girdiklerinde bu aroma bana ait deme hakkına da sahip
olmadıklarını söylüyor. Aroma uzmanları gizliliğe çok dikkat ediyor ve
laboratuvarları dışında ürünleri hakkında asla konuşmuyorlar.
Aroma
Kimyagerleri Topluluğu Başkanı Steve Ruocco, bu durumu şöyle açıklamış:
"Aroma sektörü oldukça gizli bir sektör. Müşterilerinizin kim
olduğunu açıklayamazsınız çünkü bu gizli formüller, yiyecek ve içecek
üreticilerinin ekmek kapısıdır. Formüller, Hunt’un ketçabını Heinz
ketçaplarından ayıran, Skippy fıstık ezmesini Jiff'den ayıran en önemli unsur.
Bir aroma
uzmanı, işini şöyle tarif ediyor: "Aroma uzmanları, tadım testlerinin
çoğunu daha taze hissettikleri sabah saatlerinde yapıyor. Bazıları tükürüyor,
bazıları tükürmüyor. Şahsen aromanın tadını tam alabilmem için netro-nazal
vuruş (geriye doğru burun vuruşu?) için yutmam lazım. Gün boyunca revizyonlar
yaparız ve hepsini tadarız. Hep revizyon yaparız.”
Givaudan
şirketi temsilcisi ise aroma uzmanlarının çalışmasını şöyle anlatıyor: Aroma
uzmanları tüm gün tadım testi yapar. Bir konferans odasının önünden geçerken
genellikle içeride önünde küçük içecek kapları olan insanlar veya saatlerce bir
grup insanın farklı sakızları beraber çiğnediğini görürsünüz."
Başka bir
aroma uzmanı ise işini şöyle anlatmış: "Yaptığım işten başka bir işte daha
mutlu olamazdım. Örneğin Red Bull gibi bir içeceği düşünün. İçinde bir
çeşit tozumsu, ilaçsı, pütürlü bileşen ve kiraz (cherry) var ama Red Bull her
yerde. Satıyor! Bu içecek, doğada hiçbir şey ile alakası olmadığı halde satılan
ve beğenilen nadir lezzetlerden biri. Resmen fantastik. Bu içeceğin bu kadar
beğenilmesini çok havalı buluyorum."
Aroma
uzmanlarına göre ayırt edilen tatlar şunlar: şekerli (sweet), ekşi (sour),
tuzlu (salty) ve acı (bitter). Bir de son dönemlerde umami isminde bir
sınıf çıkmış ama bu sınıf tartışmalı. Kelimenin Türkçe'de henüz karşılığı yok.
Hoş bir iştah açıcı olduğu söyleniyor. Et suyu, etimsi bir tadı var.
Aroma uzmanlarının doğal aroma ve yapay aroma
karşılaştırması
Aroma
uzmanlarıyla yapılan gerçek röportajlardan derlenen yazıda (Kaynak 3),
özetle tüm aroma uzmanları aynı şeyi söylüyor. Bir aromanın yapay aroma olması
veya doğal aroma olması arasında çok fazla fark yok. Önemli olan insanların
beğenmesi. Aromanın doğal bir materyalden türetilmesi, onu daha sağlıklı ya da
daha güvenli ya da çok farklı kılmaz.
Vanilya
dünyanın en popüler lezzetidir, ancak aynı zamanda çoğaltılması en zor
olanlardan biridir. Vanilya tohumu üreten ülkelerde hava felaketi ve sivil
huzursuzluk nedeniyle tedarik sorunları ortaya çıkabilir. Yapay aroma burada
devreye girer. Aynı aroma, kullanıldığı yere bağlı olarak çok farklı
davranacaktır. Örneğin Nilla Wafers'daki vanilya, Fransız vanilyalı puding
karışımında, vanilya çekirdeği dondurmasında veya vanilya aromalı diş macununda
çalışmayabilir.
Son
paragrafla ilgili olarak "Doğal aromalar gerçekten doğal mı?" başlıklı
yazımıza göz atmanızı tavsiye ederiz. Aslında doğal ve yapay aromalar aromalar
arasında sağlık açısından bir fark yoktur, hatta yapay aromalar kontrollü ve
yüksek denetimli laboratuvar ortamlarında üretildiği için daha güvenlidir. Yanı
sıra, yapay aromaların bozulma riski yoktur. Aroma
taşıyıcıları olarak kullanılan ve sıvı aromalarda aroma içeriğinin neredeyse
tamamında yer alan bitkisel gliserin ve propilen glikol de GRAS yani genel olarak güvenli
kabul edilen ürünlerdir.
Kaynaklar:
- Kaynak 1: The Inexorable
Rise Of Synthetic Flavor: A Pictorial History
- Kaynak 2: Aroma Kimyagerleri
Topluluğu web sitesi (the Society of Flavor Chemists)
- Kaynak 3: The Tastemakers,
17 Ocak 2011, New Jersey Aylık Gazetesi